20 Ekim 2007 Cumartesi

zeytinli utanç festivali!


2-3-4-5 ağustos üzerine

Bu yıl 3.’sü düzenlenen Zeytinli Rock Festivali’nin bir daha gerçekleşmesini istemeyenlerdenim, tabii böyle bir grup varsa. Festival süresince gördüklerim hem üzücü hem utanç vericiydi. Akçay halkı salt 3-5 kuruş para kazandırdıkları için, gelen misafirlerden oldukça memnun görünüyordu ancak bu uğurda kaybettiklerini görmüyordu. 4 günlük festivalin faturası bana göre çok ağırdı. İlk gün çok da dikkat çekmeden geçti, ancak 2. gün ezberi bozmadan “bizden bir halt olmaz, cehaletimiz her geçen gün artıyor” diyenlere karıştım. Müzik yapmayı, sahneye çıkıp hep aynı melodiler eşliğinde böğürmekten ibaret sayan grupları coşkuyla alkışlayan rock müzik duayeni ulu dinleyici “türkçe, türkçe!” sloganları eşliğinde ellerindeki bardakları-şişeleri Avusturyalı grubun yer aldığı sahneye fırlattıklarında; gerçekten hiç detone olmadan, son derece profesyonelce müzik yapan grubun sabrını zorladıklarının farkında mıydı acaba? Bu esnada organizasyonu düzenleyen görevliler için, mikrofonu alıp, kabalaşan gençleri uyarmak, orada durup seyretmekten daha mı zordu? Zaten beklenen oldu ve grup çalmayı bıraktı. Bir elinde çantasına koymak için bile beklemediği gitarı, bir elinde gitarın çantasıyla sinirle önümden geçen gitaristi gördüğümde ne kadar utandığımı belirtmek, özür dilemek istedim. Bu ne kadar kötü bir referanstır ülkemiz için hiç düşünüldü mü?

3. gün akşamında otel tarafından konserleri izleyen insanlara karşı tuvaletini yapan gencin sarfettiği sözler de gayet cool’du. Ne yapıyorsun dendiğinde pişkinlikle “sana ne” diyen, “orada tuvalet yok mu?” diye sorulduğunda “ben buraya işemek istiyorum” diye cevap veren delikanlı karşısında “neyse üzerimize gelmedi en azından” diyebilecek kadar şaşkındık. 4 günlük etkinliğin sonunda festival alanı ile komşu tatil köyünü birbirinden ayıran ağaçlardaki idrar kokusu da bu duyarlı kitlenin arkasında bıraktığı izlerden biri oldu.

Ama asıl şoku festivalin 4. gününün sabahında yaşadım. Festival alanındaki yoğun kalabalığa doğru yaklaştığımda gördüklerim karşısında sinirden ağladım. Sahil boyunca yayılan çöp yığını inanılmazdı. Denizin üzeri poşetler, gazeteler, tek kullanımlık tabaklarla kaplıydı ve gençler aldırış etmeden yüzüyordu. Festival alanındakiler ise yanlarından uçup denize doğru giden poşetlere aldırmaksızın güneşleniyor, oturup sohbet ediyordu. Bu nasıl bir pervasızlıktı, nasıl bir duyarsızlıktı, aklım bir türlü almadı, alamadı. Festivali düzenleyen ekip, ya alana bolca çöp kovaları yerleştirmeli ve gençleri bu konuda uyarmalıydı, ya da bu iş için yeterli sayıda görevli belirlemeliydi. Profesyonelce yapılmış hiçbir festival alanında böyle bir görüntüye rastlanmazken, bu çöplüğe açıklama olarak “biz ucuz festival düzenliyoruz, o kadarına bütçe ayıramayız” demek hiç akıllıca değil.

Artık “her işin başı eğitim” sloganının fazlasıyla bayatladığını ne zaman göreceğiz. Bütün dünya doğal yaşamın yok olduğu gerçeğiyle çalkalanırken, insanların özellikle de gençlerin hala bu kadar duyarsız davranması akla zarar bir durum. Genç nüfusumuzla gurur duymak isterdim. Umudumuzu yitirmememiz gerektiği konusunda telkinlerde bulunanlar artık susmalı. Bu insanların geleceğimiz olabileceğini düşünmüyorum ve buna inanmıyorum. Elbette ki bütün gençleri aynı kefeye koymak hiç adil değil ama sırf matematik öğrenebilmek adına canla başla çalışan, kendi çabalarıyla yeni yaşam alanları yaratan insanların önüne onlarca engel koyulurken, özgürlüğü istediği herşeyi yapabilme hakkı olarak gören, kendi özgürlüğünü hissetmek adına diğer canlıların yaşam hakkını gasp eden, cehaletini parasıyla, karşısındaki susturma yeteneğiyle örtbas eden, varoluş amaçlarından uzaklaşan bu insanlara eğlenebilmeleri, müzik dinlemeleri için sahilleri sunmak da adilane değil .

Sahil boyunca sürekli çöp toplayarak, gördüğüm tüm çocukları ellerindeki bardakları denize atmamaları konusunda uyararak geçirdiğim ama bir sonuç elde edemediğim dört günlük tatilim festival sebebiyle beni daha da yordu. “Benden sonrası tufan” mantığını benimsemiş insanların içinde tatil de heba oluyor...

Hiç yorum yok: